HaberTürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, İyi Parti Genel Lideri Meral Akşener‘in Altılı Masa’da kendisine ‘aday dayatması’ yapıldığını argüman ederek masadan ayrılmasına ait olarak, “Masadaki başkanların en yakınları bir kabalık yapıldığını kabul etmiyor” tabirlerini kullandı.
Karaca, altı önderin yakınlarından aldığı bilgilere nazaran, “Hiçbiri masada Akşener’e bir kabalık ya da rencide edici bir hal gösterildiğini kabul etmiyor.” dedi.
Karaca, yazısında şunları kaydetti:
“Üç ağızdan onaylattığım olay günü özetini aktarıyorum.
Masadaki başkanlara tek tek hangi ortak adayı önerdikleri soruluyor.
Kılıçdaroğlu “O isimlerin halihazırda bir misyonları var, onlar olmayacak” diyerek kendisine öbür bir isim daha önerip önermediğini soruyor.
Akşener “hayır” karşılığını veriyor.
Toplantı metninin yazım basamağına geçilirken Akşener, toplantıya farklı isimler getiren tek kişi olduğunu ve kendisini ayrıştırılmış hissettiğini, bu nedenle aslında masadan kalkması gerektiğini, çünkü başka parti önderlerinin muhakkak ki Kılıçdaroğlu ismini kendi partilerinin yetkili organlarında konuşup-onaylatıp geldiğini, kendisinin ise bunu yapmadığını söz ediyor. Karamollaoğlu masadan kalkma sözüne “Olur mu o denli şey” manasında reaksiyon gösteriyor.
Kılıçdaroğlu ise, “Tamam o vakit siz partinizle istişare edin, ondan sonra da imzalayabilirsiniz” diyor. O esnada elbette hava gergin.
Ahmet Davutoğlu ise “Meral Hanım’ın imzası sonraya kalırsa kendisi asıl o vakit yalnızlaştırılmış olur. Burada daima birlikte hareket edilmeli ” diyerek havayı yumuşatmaya çalışıyor, sonunda Akşener imza atmaya ikna oluyor. Parti “GİK”i ile mevzuyu görüşme koşuluyla imza atıyor. Bu nedenle ilan 6 Mart Pazartesi gününe bırakılarak bu tarih bildiri metnine de ekleniyor.
Derken yemek yeniyor ve yemek esnasında çok rahat ve olağan bir ortam var, sohbet ediliyor sonrası güzellik hoşluk, güzel beş.
Ne oluyorsa toplantıdan çıktıktan sonra oluyor.
Masadaki öbür parti başkanlarının en yakınlarından aldığım, çapraz sorgulama da yaparak aktardığım olay günü tabirleri bunlar. Hiçbiri masada Akşener’e bir kabalık ya da rencide edici bir tutum gösterildiğini kabul etmiyor.
Dolayısıyla o soru hala cevaplanmış değil.
Tam da o nedenle, yani “Meral Akşener bunu neden yaptı?” sorusu bir türlü cevaplanamamış olduğu içindir ki, birtakım ÂLÂ Partili siyasetçiler farklı açıklamalarla o sert konuşmayı makulleştirmeye çalışıyorlar diye okuyorum ben durumu.”
“NE KESTİN KOÇ NE YEDİN HİÇ”
Velhasılı…
O sert konuşmanın ve kopuşun millet ittifakına ziyan verdiği bulutlu ve yağmurlu havada burnunuza düşen yağmur damlası kadar gerçek.
Yoluna beşli olarak devam etse de, masa artık eski masa değil. Millet İttifakı’nın birinci cinste seçim kazanma mümkünlüğü pekala vardı, o mümkünlük artık yok. Bütün hesaplar ikinci çeşidi hedeflemek durumunda artık.
Yani muhalefet kendisini kandırmamalı.
Altılı Masa’daki öbür partiler de sanki bu sonucu engelleyecek bir gayret içinde olabilir miydik sorgulamasını yapmalı.
Her “Aday ne vakit? Bakın gecikiyorsunuz” dediğimizde bizi iktidar medyası sizi de bozmuş diye uyaranlar eminim şu an bu sorunun tekabül ettiği içeriğin iktidar medyasınca enterne edilmek falan olmadığını kavramışlardır. Kavramış olmaları gerekir. Çünkü her sorun CHP içindeki problemleri aşma taktiğiyle çözülmüyor. Vakitle yarışılan bir düzlemde “zamana yayar çürüterek çözerim” diye bir seçenek olmuyor.
Öte yandan İYİP’liler de kendisini kandırmasın, Akşener’i bu türlü bir açıklama yapmaya teşvik edenler de.
“Ama Akşener de naapsın çok sıkıntı çekti bu masa her gün onun saçını çekti” üzere gerekçelendirmeler ortalama insan zekasına hakaret etmekten öbür bir yere gitmiyor.
Kaldı ki İYİP seçmeninin değerli bir kısmı da şoke oldu. Bahadır Erdem’in kızının mesela şu an “Baba siz naaptınız yaa?!” dediğine eminim lakin ispat edemem.
Anlayacağınız İYİP hatırı sayılır ölçüde seçmen kaybedebilir. Bir kısmını Millet İttifakı’na ya da Beşli Masa’ya, bir kısmını ise Cumhur İttifakı’na…
Olanlar Altılı Masa’ya yaramaz, İYİP’e yaramaz, yalnızca iktidara fayda.
Masa beşli olarak devam edecek de olsa, durumun muhalefetin “bölünmesi” üzere algılanmaya müsait bir yanı var. Toparlanma için çok fazla uğraş ve gayret gerekir.
Bu ortada Akşener’in konuşmasının akabinde “işte sağcılar daima şöyle böyle” diyen ne kadar sanatçı sinemacı şair ruhlu muharrir bilmem kim varsa gün uzunluğu yayına alıp sağ seçmene küfrettiren “muhalif” TV kanalları da kendilerini kandırmasınlar.
Mümkünse şuursuzluklarına taç taksınlar.
Sanki “sol” ülkede %35-40 bandına oturmuş, haberimiz yok.
Sanki sağ seçmenden artık oy istenmesi gerekmiyor…
Sonra da vay efendim “neden AK Parti 21 yıldır iktidarda…”
Elbette biz yalnızca şu anki durumu tanım ediyoruz.
Oyunun büyüklüğüne nazaran işler daha farklı yerlere, öbür ittifaklara, bahsi geçen ya da geçmeyen aktörlerin öne çıkmasına da varabilir.
Sözü “yarın ola hayrola” ya da “gün doğmadan neler doğar” diye bağlayalım da, kolunda sigara söndürme evresine gelmiş muhalif seçmen kendisini daha fazla makus hissetmesin.
Yazının tamamı için
TIKLAYIN | Akşener: “Bir kamuoyu araştırması yapalım, ona nazaran hareket edelim” dedim, Kılıçdaroğlu hiddetlenip ayağa kalktı
Akşener ‘Yavaş ya da İmamoğlu’nu önerdi, Kılıçdaroğlu hem itiraz etti hem de ‘Gerekirse beşli imza ile açıklama yapalım’ dedi
Kılıçdaroğlu ortak aday, Akşener kararı Yeterli Parti idaresiyle değerlendirecek
Yorumlar kapalı.