T24 Haber Merkezi
2014 lokal seçimlerinde Diyarbakır Büyükşehir Belediye Lideri seçildikten sonra, “terör örgütüne üye olduğu” savıyla Ekim 2016’da tutuklanan Gültan Kışanak, Türkiye Emekçi Partisi‘nin (TİP) milletvekili seçimlerine başka girme kararını eleştirdi. Kışanak, “Ortak seçim listesi de olmayacaksa, bu ittifak artık bir seçim ittifakı niteliğinde değildir” görüşünü lisana getirdi.
Yaklaşık yedi yıldır tutuklu olan Kışanak, Kocaeli F Tipi Cezaevi’nden Yeni Hayat gazetesine gönderdiği yazıda, TİP’i eleştirerek, “HDP’nin ve bu seçime girecek olan Yeşil Sol Parti’nin de Kürt sosyalistler, yurtseverler ve Türkiye sosyalist hareketinin ortak partisi olduğunu da hatırlatmak isterim. Yani Meclis’te tek sosyalist parti TİP değil. Bu hakikatleri dikkate alarak, bir tek oyu bile heba etmeye kimsenin hakkı olmadığının da altını çiziyorum” dedi.
Kışanak’ın “Bir sosyalist olarak…” başlıklı yazısı şöyle:
“Bahar yenilenmek, yeni başlangıçlar yapmaktır. Baharla birlikte tohumlar filizlenir, çiçekler açar, yuvalar yavru kuş sesleriyle şenlenir. Yenilenmek, sonsuzluk demektir. İnsanların bin yıllardan beri aradığı, “ölümsüzlüğün sırrı” burada saklıdır. Vefatla hayatın, karanlıkla aydınlığın gayreti, sonsuzluğun garantisidir. Tabiatın bir modülü olan toplumlar da Newroz’la birlikte yenilenir, yeni başlangıçlar yapar. Ve berbatlığa karşı yürüttükleri çaba ile güzelliği ve hayatı daima kılarlar. Bu yılki Newroz da halklarımız açısından berbatlığa karşı yürütülen çabayı kazanmanın ve yenilenmenin tezini taşıyor. Bir defa daha Newroz pîroz be diyor, muvaffakiyetler diliyorum.
Resmi olarak seçim takvimi başladı. Biliyorsunuz halk ortasında “sayılı gün tez geçer” diye bir kelam var. O nedenle vakti gerçek pahalandırmak, süratli ve planlı olmak zorundayız. Elde olan/olmayan çeşitli nedenlerle geciken ne varsa, bir an evvel toparlayıp yola koyulmak gerekiyor. Ve en değerlisi bugünlerde söylediğimiz her kelamın, aldığımız her kararın, yaptığımız ya da yapmadığımız her şeyin, 14 Mayıs akşamı ortaya çıkacak olan sonuçta tesiri olacağını bilerek hareket etmek gerekiyor. Emek ve Özgürlük İttifakı’nda yer alan herkesin de bu şuur ve sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum. Vakit asla geri alınamıyor, sonradan söylenen “keşkeler” maalesef sonucu değiştirmiyor. Bu nedenle azami dikkat, emek ve çaba ile ilmek ilmek başarıyı örmeliyiz.
Emek ve Özgürlük İttifakı, umudun ismidir; demokratik değişimin garantisidir. Bir tek oyu bile riske atma lüksümüz yok. Her ilin, her bölgenin özgünlükleri/öncelikleri ve taşıdığı siyasi misyon farklı olsa da her biri başka farklı pahalıdır. Tüm özgünlükler göz önünde bulundurularak lakin toplamında ortak gelecek umudunu büyütecek ve halkın tahlil iradesini açığa çıkaracak bir listeyle seçime gidileceğini umuyorum.
Emek ve Özgürlük İttifakı, demokrasi, barış ve özgürlükler ismine bedel ödeyen tüm ötekilerin, ezilenlerin, işçilerin, bayanların, halkların ittifakıdır. İktidar sıkıntısını, demokratik halk idaresi perspektifinden ele alır. İktidarın gerçek sahibi halktır. Emek ve Özgürlük İttifakı, halkın idareye katılma hakkı önündeki pürüzleri kaldırmak için siyaset yapanların ittifakıdır.
“Bize koltuk değil, tahlil lazım”
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın, Millet İttifakı ile başkanlık vb. pazarlığına girmemesi problemi bu nedenle yanlışsız anlaşılması ve anlatılması gereken bir bahistir. Emek ve Özgürlük İttifakı izlediği prosedürle, iktidara değil; tahlile ortak olmak istediğini göstermiştir. Toplumun birikmiş, acil tahlil bekleyen devasa meseleleri var. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Meclis’e taşıyacağı halk iradesi, sıkıntıların tahlilinde anahtar rolü oynayacaktır. Bu tartışmasız bir gerçektir. Bayanların açık iradesine, gayretine ve net talebine karşın; İstanbul Mukavelesi bile Millet İttifakı’nın ortak siyasetler metninde yer almadı/alamadı. Tek başına bu örnek bile Emek ve Özgürlük İttifakı’nın Meclis’teki kıymetini kavramak için kafidir. Bize koltuk değil, tahlil lazım. Tarih, tahlil gücü ol(a)mayanların, idare gücü de olamayacağını gösteriyor. Emek ve Özgürlük İttifakı, tahlil gücünü açığa çıkartarak, halkın idareye tam iştirakinin önünü açma sorumluluğunu taşıyor.
“Eh, bunları biz de biliyoruz, bahse gel” dediğinizi duyar üzere oluyorum. Ezcümle, ittifak bileşeni tüm siyasi yapılar, topluma karşı sorumludur. İttifak olarak tek liste ile seçime girmenin getireceği avantajlar biliniyor. Bunları tekrar saymaya gerek yok. Halklarımız, ittifak bileşeni tüm yapılardan, gerçekçi, adil ve toplam faydayı düşünerek hareket etmelerini; seçime ortak tek liste ile girmelerini bekliyor. Seçim sonuçları açıklandığında “keşke” dememek için, artık geçmişteki tüm “keşkelerin” muhasebesini yaparak gerçek kararı verme vakti.
Maalesef tarih keşkelerle yazılmıyor. Halklarımız bizden tarih yazacak bir muvaffakiyet bekliyor. Yolumuz açık olsun.
“Meclis’te tek sosyalist parti TİP değil”
Bu yazıyı dışarıdaki gelişmeleri bilmeden kaleme almıştım. Televizyonda TİP Genel Lideri Erkan Baş’ı izleyince, birkaç cümle ek yapma gereksinimi ortaya çıktı. O denli görülüyor ki, Emek ve Özgürlük İttifakı bir seçim ittifakı niteliğinde değil. Ortak cumhurbaşkanı adayı yok. Ortak seçim listesi de olmayacaksa, bu ittifak artık bir seçim ittifakı niteliğinde değildir. Sayın Erkan Baş, artık baraj korkusu olmadığı için çok oy alacaklarını söylüyor. Evet, ittifakta olmak TİP için %7 barajını ortadan kaldırıyor lakin, barajı Kürtler yıllarca büyük emekler vererek, bedel ödeyerek anlamsız hale getirdi. HDP 7 Haziran’da barajı yıktı.
12 Eylül faşist darbesinin zulmüne karşı direnmiş, son 7 yıldan beri de cezaevinde hala bedel ödeyerek direnen sosyalist bir Kürt bayan olarak, HDP’nin ve bu seçime girecek olan Yeşil Sol Parti’nin de Kürt sosyalistler, yurtseverler ve Türkiye sosyalist hareketinin ortak partisi olduğunu da hatırlatmak isterim. Yani Meclis’te tek sosyalist parti TİP değil. Bu hakikatleri dikkate alarak, bir tek oyu bile heba etmeye kimsenin hakkı olmadığının da altını çiziyorum. Halklarımıza muvaffakiyetler diliyorum.
*Kocale F Tipi Cezaevi
Yorumlar kapalı.