Depremi İskenderun’da yaşayan ve iktidarı “Hatay’ı vefata terk ettiniz” kelamlarıyla eleştiren, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın gaye aldığı CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, “Israrcıyım, Hatay’da üç gün yaprak kımıldamadı. Beşerler hâlâ çadır arıyor” dedi.
Cumhuriyet’ten Sena Yaşar’ın haberine nazaran, Şahin, “En çok can kurtaracağımız vakit olan birinci 3 gün kimse gelmedi. 3 gün burada yaprak bile kımıldamadı. Israrcıyım. 4. güne kadar asker gelmedi. Israrcıyım. Asker, 4. günden itibaren sevk edilmeye başlandı. Göçükte arama kurtarmayı, araçla birleştiremediler. Hâlâ ısrarcıyım. Telefonlar üç gün çekmedi, göçük altındakiler tahminen bize ulaşmaya çalıştı lakin ulaşamadı. Bunun sorumluluğu kimde? Hataylılar neyin ne olduğunu biliyor” tepkisini gösterdi.
34. gün bitmesine rağmen barınma probleminin hâlâ büsbütün çözülemediğine dikkat çeken Şahin, şunları kaydetti:
“Konteyner ve çadır eksik. Hâlâ 10 telefondan 9’u çadır diye çalıyor. Ben söylediğim her şeyin gerisindeyim. Çadırla ilgili kimi iç donanımlara da çok fazla muhtaçlık var. Çadırın paleti, yorganı, battaniyesi, ısıtıcısı yok. Çadırların kimileri boş, kimileri dolu geliyor. Hâlâ insanların hijyen sorunu var. Tuvalet ve duş eksiği çok büyük. Salgın hastalıktan korunamayacaklar. Bir an evvel düzenlenmesi lazım.”
Erdoğan Şahin için ne demişti?
Erdoğan seçim kararını imzaladığı cuma günü konuşmasında Şahin için şunları söylemişti:
Bakanlarımız, teknokratlarımız, belediye liderlerimiz sarsıntı bölgelerindeydi. Ben de ikinci gün zelzele bölgesine ulaştım. Bir çeşidi bu türlü tamamladıktan sonra akabinde ikinci tıpta da Cumhur İttifakı olarak Devlet Bey’le, Destici ile birlikte buraları dolaştık. Biz yaralıyız, sıkıntılıyız, hanımefendi konuşuyor. Hatay milletvekiliymiş… Hatay milletvekili olmak seni bir yere kadar bağlar ancak Hatay milletvekilinin olmanın ötesinde Cumhurbaşkanı olarak biz 11 ilin 11’inde çalışmaları birebir hassasiyetle sürdürdük, sürdüreceğiz.
Bu sabah Kırıkhan’dan bir hanım kardeşim aradı. Adalet Bakanımıza, ‘Cumhurbaşkanımızla görüşmek istiyorum’ dedi. Adalet Bakanım da bana bu durumu iletti, kendisiyle görüştüm. O ne anlayıştır ne kadar hoş bir yaklaşımdır. ‘Cumhurbaşkanım, bizim hiçbir kahrımız yok şu anda, her şey geliyor, ben çadırda kalıyorum, çadırda kalmama karşın halimden mutluyum. Konteynerler gelirse daha yeterli olur ancak şikayetçi değilim’ dedi. İşte bu da bu milletin bir evladı. Doğma, büyüme Hataylıyım dedi… Bir ona bakıyorum bir de milletvekili olarak parlamentoya gelmiş olan bayana bakıyorum.
İskenderun’da diyor ne var? Kruvazör gemi var. Bunun yanında İskenderun’da çadır da konteyner de var. Dersin ki İskenderun’a geldin mi? Evet geldim. Lakin senin haberin yoksa ben ne yapayım? Arkadaşlarım daima oraya gittiler. Oradaki çalışmalarda sağ olsun belediye lideri arkadaşımız büyük bir uğraşla ailecek çalışıyorlar. Tahminen onun ondan da haberi yoktur. Biz sıkıntılıyız. Fakat bunların kaygısı yok.
Bugün İskenderun’da enkazlar olduğu üzere Hatay’ın öteki ilçelerinde de, hele hele Antakya’da enkazının en büyüğü var. Tahminen bundan da haberi yok. Zira onun gittiği yerler aşikardır. Biz her yeri dolaşıyoruz. İnşallah üçüncü cinse başlıyorum.
Biz bir taraftan vefat edenlerimizi, tüm yakınlarına Rabbim sabırlar versin. Bir taraftan yaralılarımızı, bir taraftan bu enkazları kaldırarak inşallah yolumuza hızla devam edeceğiz. Konut üretimlerine başladık. Konut üretimlerini süratle devam edeceğiz. Türkiye’nin risk yapılanmasının üzerinde de çalışmalarımızın birinci tipini İstanbul’da yaptık. İkincisi yapacağız.
Yorumlar kapalı.