Gazeteci Mehmet Akif Ersoy moderatörlüğündeki programa katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Orta Vadeli Program (OVP) da dahil olmak üzere iktisat üzerine sorulara yanıtlayarak, “OVP çok kıymetli hedefler ortaya koyduk. Dünya tarihinin en büyük afetlerinden birisini yaşadık. Sarsıntının yaralarını sarmalıyız, asıl iş artık başlıyor. Afet riski olan alanlarda da riski azaltmamız gerekiyor. OVP’nin birinci gayesi bu. İkinci hedefi ise enflasyonun tek haneli sayılara indirilmesi. Enflasyonla çaba ederken resesyona düşmemeliyiz. İstihdam artışı da öngörüyoruz. Sürdürülebilir toplumsal adaleti de oluşturacağız. Vergi adaletinden tutun sıhhat hizmetlerine varıncaya kadar tüm bunlar OVP’nin birer parçası” dedi ve devam etti:
‘Yatırım ortamını düzgünleştirmek için hukuksal bir paket düşünüyoruz’
“Türkiye’nin bir cari açık sıkıntısı var ve bu uzun yıllardır var. Dünya’ya gideceksiniz kendinizi anlatacaksınız. Yatırım potansiyellerini tanıtmanız lazım. Örneğim Birleşik Arap Emirlikleri’ne giderken çok hoş bir çalışma yaptık. Gittiğimizde somut proje tekliflerini ortaya koyduk, ‘Gelin bize yatırım yapın’ demedik. Ayrıyeten yatırım ortamını güzelleştirmek için türel bir paket düşünüyoruz.”
2024 yılında vergiler artırılacak mı?
OVP’deki vergi düzenlemesine yönelik soruları yanıtlayan Yılmaz, “Bu vergi gelirlerindeki artış her vakit vergilerdeki artışla olmak durumunda değil. Öngördüğümüz çerçevede 4 değerli tesirden bahsedebiliriz. Gelecek yıl vergi gelirleri niçin bu kadar yüksek? Birincisi şu; biz bu yıl önlemler aldık biliyorsunuz bütçe açığımızı aşağıya çekebilmek ve vergi gelirlerimizi arttırmak için. O önlemlerin bu yıla yansıması yarım yıl. 2024’e yansıması ise tam yıl. Münasebetiyle bu türlü bir fark var. İkincisi kayıt dışılıkla çok daha aktif ve dijital bütün imkanları kullanarak gayret etme kararlılığımız var. Bu birtakım gelirlerimiz üzerinde tesirlerini bekliyoruz. Tahakkuk tahsilat oranlarını arttıracağı idari önlemler öngörüyoruz. Hasebiyle bütün bunlar vergi gelirlerinde hiçbir oransal değişme yapmasanız bile toplam vergi gelirinde bir farklılık oluşturacak. Dördüncüsü de alışılmış enflasyon. Enflasyon dediğiniz hadise, kamunun masraflarını arttırdığı üzere gelirlerini de arttırıyor. Vergi gelirlerini de başka gelirleri de arttırıyor. Oradan da gelecek katkılar var. Bütün bunlarla birlikte baktığınızda vergi gelirlerindeki artışı büyük oranda en azından izah edebiliriz diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
‘Gelir seviyesi arttıkça daha fazla vergi ödenmesi; düşük gelirli kısımlara daha az sorumluluk yüklenmesi gerek’
Vergi ıslahatına dair de açıklamalarda bulunan Yılmaz, “Uzlaşı sağlanan noktalardan bir tanesi bu. Patron bölümü de bunu söylüyor çalışan kesitler de söylüyor. Herkes Türkiye’de bir vergi ıslahatı yapılmalı diyor. Herkes elbette kendi bakış açısından bunu farklı vurgularla söylüyor lakin Bir genel uzlaşı da var diye düşünüyorum. Mesela sadeleştirmekten bahsediyor beşerler. Çabucak herkesin ‘Daha sadeleşsin, daha anlaşılır, daha az kalemden oluşan, vatandaşın daha rahat anlayabileceği bir düzenleme olsun’ diyor. Öteki taraftan direkt vergi, dolaylı vergi problemi var. Ben de eski bir planlamacı ve kalkınmacı olarak mevcut yapıyı tartışmamız gerektiğine inanıyorum. Dolaylı vergilerin hissesi çok yüksek, direkt vergiler nispeten düşük. Gelişmiş ülkelerdeki orana bakın nereyle mukayese ederseniz edin oranı düşük. Hasebiyle önümüzdeki devirde toplam vergi gelirlerini değiştirirsiniz yahut değiştiremezsiniz o farklı bir tartışma fakat oransal olarak direkt vergilerin hissesinin artması gerektiğine ben yürekten inanıyorum. Toplumsal adalet açısından da bunun gelir seviyesi ne olursa olsun herkesten birebir vergiyi almak olmadığına inanıyorum. Bu da gelir seviyesine nazaran, gelir seviyesi arttıkça daha fazla vergi ödenmesi; düşük gelirli bölümlere daha az sorumluluk yüklenmesi demek” ifadelerini kullandı.
Yorumlar kapalı.