CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin küme toplantısında konuşuyor:
“Devleti yönetenler kapı kapı gezip para dileniyor. 100 yıl evvel hangi noktadaydık, artık hangi noktadayız…
Hapishanelerde gazeteciler var. Merdan Yanardağ da mahpusta. Üstelik tutuklu, hükümlü değil. Medya üzerindeki baskıları görüyoruz. Basın özgürlüğünde son sıralardayız.
Bütçe açığı… Haziran’da 219 milyar lira bütçe açık verdi. Para yok, harcanıyor. Hazine’nin ödeyeceği kısa vadeli borç, 1 yıldan kısa mühlet kalan dış borç 207 milyar dolar, tam bir rekor. Neden düne kadar gurursuz dediklerinin yanına gidip dileniyorlar, ardındaki gerçek bunlar… Borç olur fakat MB’de de 300 milyar dolar paranız olur, MB’de -48 milyar dolar var…
KKM var… Bu yıl ve geçen yıl 117 milyar lira para ödendi KKM sahiplerine. Bunlar hem vergi ödemeyecekler hem paraları garanti altında dolar bazında.
Ticari çöküş… TL’ye itimat yok.
Diyor ki Türkiye, sana borcumun ana parasını ödeyemiyorum, ana parayı ödemek için bana borç ver diyor. Faizini de ödeyemiyorum, faizini de ödemem için bana borç para ver diyor. Bütçede açığım var, bu açığı kapatmam için de bana borç para ver diyor.
İcra evraklarındaki artış yüzde 63. Vatandaş borç batağında.
Tek kişilik hükümet geldi, yetkiyi aldı ve bu tabloyu değiştirmek istiyor. Ne yapmam lazım diyor, yeni vergiler getirmem lazım diyor. Vergi ve artırım yapıldı, onun dışında bir şey yapılmadı. Ek bütçe getirdiler 1,1 trilyon liralık bütçe. Saygın bir kuruluşa nazaran vergiler geldi, artırımlar da geldi, buradan hükûmet 265 milyar lira gelir elde edecek. Mayıstan hazirana devletin borcu 900 milyar lira arttı. Artık devletin yönetilmediğini hepimiz biliyoruz. Bize borç para vermek isteyenler de biliyor. Kimse parasını çöpe atar mı, batmasını ister mi? Limanları vereceksin bana, yerleri, toprakları, kârlı fabrikaları vereceksin, o vakit sana borç veririm diyorlar.
Bu, devleti yönetememenin gerçek bir tablosudur. Akaryakıt artırımları, vatandaşın cebinden çalınan paradır. Yapılan uygulamayı bir ekonomik soykırım olarak tanımlıyoruz. Bir avuç kişiyi güçlü etmek, 85 milyonu bir avuç bireye hizmet eder hale getirmeyi kabul edemeyiz. 85 milyonu perişan ediyorsunuz siz.
Dikkat ederseniz alınan kıymetler ortasında saray harcamaları hasebiyle israf genelgesi yok, her şey mükemmel! Sarayın prestiji denilerek bir israf genelgesi çıkaramazsınız. Kimse biriktirdiği ya da çaldığı servetin esiri olmamalı, yoksa ülkeyi yönetemezler. Çaldıkları ve biriktirdikleri servetler var, bunların birden fazla yurt dışında, o yüzden ülke bu halde. Erdoğan hükûmeti kimlere hizmet ediyor? Dolarla ihale alanlara hizmet ediyor, dolarla fiyat garantisi alanlara hizmet ediyor.
Sarayın Türkiyesi ve vatandaşın Türkiyesi diye iki farklı Türkiye var. Sarayın Türkiyesi’ne bakalım. Erdoğan ailesi var. Beşli çeteler var. Dört beş yerde maaş alanlar var. İhale takipçileri var. Rüşvet alan büyükelçiler var. 10 bin dolar rüşvet alan siyasetçiler var. Sarayın Türkiyesi’nde yaşayanların kira kaygısı, elektrik parası, yakıt parası, mutfak masrafı, okul masrafı, eğitim masrafı diye sıkıntılar yok. Asla ve asla işsizlik yok. Herkes malı götürmekle meşgul. Bir avuç 85 milyon buraya çalışıyor. Sarayın Türkiye’si her türlü israfın kaynağı. Sarayın Türkiyesi’nde oturanlar, vatandaşın kanına ekmek doğrayanlardır.
Vatandaşın Türkiyesi’ni hepiniz biliyorsunuz. Burada kiralar var, elektrik, doğalgaz, su fiyatları var, okul, kırtasiye masrafları var. Mutfakta yangın var. Vatandaşın Türkiyesi, Sarayın Türkiyesi’ne çalışıyor.
Neyi öneriyoruz?
1-Devletin hazinesini düzeltmek istiyorsanız soygun tertibine son vereceksiniz, dolarla verdiğin garantileri TL’ye çevireceksin. Köprüden niçin dolarla geçiyorsun ya? Bahçeli’ye bir gönderme yapalım, benim bildiğim milliyetçiler TL der, dolarla yeniden oluyor bunlar?
Tasarruf yapacaksan vatandaştan değil, saraydan başlayacaksın.
Yorumlar kapalı.