◊ Yaz sizin için nasıl geçti?
– Benim için kısa geçti. Zira hayatımda toparlanması gereken şeyler vardı. Onları tamamladıktan sonra tatile çıktım. Kızımla birlikte baş başa hoş bir tatil yaptım, döndüm. Artık kızımın okulu açıldı. Kendi hayatımı tekrar kurma çalışmalarım var. Yaz benim için yine yapılanma oldu aslında.
◊ Bu konuşmanızdan radikal kararlar aldığınızı anlıyorum. Bir değişim süreci mi başladı?
– Evet, radikal kararlar…
19 Temmuz’da boşandım. Boşanmak benim için radikal bir karardı. Birinci miydi, aslında ikinci. Olmayınca olmuyor. Yaşadım, gördüm, denedim en azından. Geçti, gitti diyorum.
◊ Boşanma kararını almak güç oldu mu?
– Çabalı bir insanımdır. Elimden geleni yaptığımı düşünüyorum. Olmadığı vakit da zorlamamak lazım. Zira benim bir kızım var. Her şeyden evvel anneyim. Hayatta güçlü durmam lazım. Güzel olmam lazım. Kendi ruh sıhhatimi düşünerek kendimden vazgeçmemek için bağlantımdan vazgeçtim.
KISKANÇLIK İNSANI KISITLAYAN BİR ŞEY
◊ Size nazaran boşanmaların temelinde yatan asıl sebep nedir?
– Aşk evliliği yapmıştım. Âşık olduğuma inandım. Aslında kimi şeyleri görmek lazım. Bayanlar başta olanları görmezden geliyor. Beşerler değişmiyor, bir sefer bunu bilmek lazım. Birinci başta o insanı o denli seviyorsun. Ondan sonra ilgiye başlıyorsun, evleniyorsun, değiştirmeye çalışıyorsun. O vakit senin sevdiğin insan değil, kafanda hayalini kurduğun insanı aslında yaratmaya çalışıyorsun. Bu yanlış. Beşerler değişmiyor, birbirini değiştirmeye çalışmamak, olduğu üzere kabul etmek lazım. Sen bir bayanı beğeniyorsun, küçük eteği, dekoltesi var. Tanıştıktan sonra sen ona kapalı giydirmeye çalışıyorsun. Mesleğini yapmasını istemiyorsun. Halbuki sen, o bayanı o mesleği yaparken tanıdın. Tıpkı şeyleri bayanlar da erkeklere yapıyor ancak kimse değişmiyor.
◊ Siz hiç bu stil baskılarla karşılaştınız mı?
– Bize daima “Sevmek kıskanmaktır. Seven insan kıskanır” diye öğretildi. Hayır, seven insan sevdiğini yüceltir, ona bir şeyler katar, onu daha da güçlendirir uygun olsun ister. Kıskançlık insanı kısıtlayan bir şey. Hakikat bir his değil diye düşünüyorum. Sen karşındakine güveniyorsan itimat üzerine münasebet kurulmalı. En azından ben bundan sonra buna dikkat edeceğim.
ARTIK EKRANDA OLMAK İSTİYORUM
◊ Televizyon dünyasından biraz uzak kaldınız. Bu süreci nasıl değerlendirdiniz?
– Duygusal bir beşerim. Kendimi öbür çabanın içine attığım için mesleğimi, işimi geri planda tuttum. Tahminen o yüzden uzak kaldım. Oyunculuk eğitimleri veriyorum.
Bu beni besleyen bir durum. Hiç vazgeçmedim. Bunun dışında ekranda olmak istiyorum. En son sabah jenerasyonunda bayanlara yönelik bir program yapıyordum lakin oyunculuğu çok özledim. Yavaş yavaş dönmek istiyorum.
◊ Şimdiki sabah programlarını nasıl buluyorsunuz?
– Çok eleştirmek istemiyorum. Zira bir sistem var. Talebe nazaran hareket ediliyor. Çok izlemiyorum. Biliyorum genelde daima birebir şeyler dönüyor. Biri bir şey yaptığı vakit başkası de onu yapıyor. Biraz toplumu güçlendirecek işler yapmak lazım.
Belki biraz idealist konuşuyorum fakat ben program yaptığımda bayanlara örnek olacak şeyler serpiştirmeye çalışıyordum. Bayan hayatı güzelleştiriyor. Birçok şeyi biz yaratıyoruz. Çocuğu yetiştiren bayan, büyümeyen erkekleri büyüten bayan…
O yüzden bayanın güçlü olması lazım. Programların da buna dikkat etmesi gerektiğine inanıyorum.
AİLELER KIZ ÇOCUKLARININ ARKASINDA OLMALI
◊ Motivasyon kaynağınız ne oldu?
– Kızım oldu. O olmasıydı her şey çok güç olurdu. Kızıma tutundum. Ben bu türlü diyorsam çok güç şeyler yaşayan bayanlar vardır. Ailenin bayana sahip çıkması lazım. Ben birinci boşandığımda ‘Babama nasıl söyleyeceğim’ diye düşündüm.
Halbuki çok çağdaş bir babam var, biliyorum ancak yeniden de… Bana dedi ki, “Kızım üzülme yine evlenirsin. O olmazsa onu da boşarız.” O kadar rahatlamıştım ki. Onun ardımda olduğunu hissettim. Ailenin kız çocuklarının ardında olduğunu hissettirmesi lazım.
◊ Kadınlara yönelik toplumsal sorumluluk projelerinde yer alıyor musunuz?
– En son ses tiyatrosu yaptık. Kuzenim Almula Merter, ben, Şebnem Özilhan, İstek Yanardağ… Bayanlarla ilgili bir panel yaptık. Yaşanan bayan kıssalarını seslendiriyoruz. Devam edecek bu türlü projeler. Kendi yazdığım öyküler de vardı. Bu türlü yararlı şeyler yapmak lazım.
AİLEMİZİN BELGESELİNİ YAPMAK İSTİYORUM
◊ Rahmetli babanız Enis Fosforoğlu, çok taraflı bir sanatçıydı. Şimdiki ile eski oyuncular ortasında fark görüyor musunuz?
– Bunu esasen çocukluğumdan beri görüyorum. Hem babam hem bütün ailem oyuncu olduğu için ve ustalarla çalışarak büyüdüğüm için eski ile yeni ortasındaki farkı görüyorum. Hatta eğitmenlik yaparken buna şahit oluyorum. Herkeste bir ünlü olma merakı var. Televizyonda görüyor ‘Ben de onun üzere olacağım’ deyip geliyor. Oyunculukla ilgili hiçbir şey bilmiyor. Öğretirsin lakin ilgi alaka yok. Oyunculuğun tarihini oku, meslekteki değerli isimleri teşhis, bil. Bir isim söylüyorsun bilmiyor. Yalnızca ünlü olmak için değil, mesleği her şeyiyle öğren.
◊ Babanızı yapıtlarıyla yaşatmak üzere bir hayaliniz oldu mu hiç?
– Çok istiyorum. Babamın vefatından sonra ortaya pandemi girdi. Babam çok düzgün bir hocaydı, çok öğrencisi vardı. Oyuncu olmak isteyen bir gence babamın ismine burs vermek istiyordum. Onun ismine bir belgesel yapmak istiyorum. Dedem Renan Fosforoğlu, babaannem kent tiyatrosu oyuncusu Mualla Fırat, Avni Dilligil eniştesi, Belkis Dilligil teyzesi, Çiçek Dilligil kuzenim, Ferdi Merter amcam. Aliye Rona, bu türlü gidiyor. Bu pahalı aileyi yaşatmak değerli. Babam da onların içinde büyümüş bedelli bir sanatçı.
◊ Babanızın yarım kalan hayalleri var mıydı?
– Öyküleri vardı. Hatta yazıyordu, kitap çıkarmak istiyordu. Eşiyle görüşüp bunları yapmak istiyorum. Onun dışında biraz kırgın gitti. Çok hayalleri kırık gitti üzere geliyor bana.
ARTIK BİR DİZİDE OYNAMAK İSTİYORUM
◊ Kameralarla çocukluğunuzda tanıştınız. Hayallerinizin neresindesiniz?
– Benim en büyük kusurum hırslı bir insan olmadım. Şayet o denli olsaydım çok daha farklı olurdum. Elimdekiyle yetinmeyi, keyifli olmayı seçen kişi oldum. Orada biraz kusurluyum.
◊ Yeni dönemde ekranlarda olacak mısınız?
– Artık bir dizede oynamak istiyorum. Onun görüşmeleri var.
Çektiğimiz bir şenlik sineması var. Şu an kurguda. Yeni bir sinema sineması olacak. Şimdilik ondan bahsetmeyeyim. Benim için heyecan verici bir iş.
Yorumlar kapalı.