CHP Genel Lideri adayı olduğunu ve tavır dokümanını duyurucak olan CHP Küme Lideri Özgür Özel, açıklama yapıyor:
“28 Mayıs Mayıs sabahı, Manisa, Malatya, İstanbul, İzmir, Ankara, Adana, Edirne’de, 81 vilayette uyanıp da o gün bugündür uyanıp huzurlu uyuyamayanların öyküsüdür. Bu bir seyahatin öyküsüdür. Sonu nedir diye düşünmeden yola çıkanların, bana ne olur sanki diye tasa etmeyenlerin kıssasıdır. Seni bu karara ne itti, hangi kümeler diye soranlara, babamın, benim, kızımın arkadaş kümeleridir diye yanıt verenlerin öyküsüdür.
Arkamızda kim var diyenlere, ardımızda, bayramda babasına kavuşturamadığımız Vera’ya verdiğimiz kelam var diyenlerin; Şenyaşar ailesine getiremediğimiz adalet var diyenlerin kıssasıdır.
Bu, seçimin kaybedilmesine dur diyemeyenlerin, kayba mahzur olamamanın hüznünü duyanların kahrını çekenlerin öyküsüdür. Kendini hatasız görenlerin değil, kendinde hiç kabahat görmeyip hiçbir şey olmamış üzere davranmaya itiraz edenlerin öyküsüdür. Sorumluluk duyanların öyküsüdür. Bir daha tıpkı yanlışları yapmamak için kararlılık taşıyan gençlerin, bayanların kıssasıdır. Türkiye’yi değiştirmek için CHP’yi değiştirmeye inanan takımların öyküsüdür. Bu bir önder değişikliğinin ötesinde, gücü takımlardan alan ve takımlarına güç veren bir hareketin öyküsüdür. Bu öykü, Atatürkçülerin, namusluların, İsmet Paşa’nın, Karaoğlanların kıssasıdır.
Tek bir kişinin değil bir takımın attığı kocaman bir adımdır. Parti içi iktidar çabasının değil, büyük iktidar hayalinin birinci adımıdır. Biz bu yürüyüş ile Atatürk’ün devrimci, dönüştürücü karakterini temel alan büyük bir meydan okumayı hedefliyoruz.
Yeni yüzyılda yeni bir siyaset için yeni yaklaşımlarla yol alacağız. Ülkemizin mukadderatını değiştiren, birçok ihtilale imza atan bir siyasi irade bunu yeniden yapacak güce ve kudrete sahiptir. Daha evvel başardık, tekrar başaracağız.
Ülkemizin mukadderatını değiştiren kaç ihtilale imza atan bir siyasi irade bunu tekrar yapacak güce ve kudrete sahiptir. Daha evvel başardık yeniden başaracağız.
Seçim öncesinde oluşan büyük umut ve değişim inancı süratle derin bir hayal kırıklığına dönüştü. Toplumsal talep ve gereksinimlerin tersine partimizin idaresi, mağlubiyetin nedenlerini ciddiyetle araştırıp yeni bir yol haritası çizmedi. Alınan sonuca farklı mazeretler üretti ve mağlubiyetin siyasi sorumluluğunu maalesef üstlenmedi. Parti içi iktidarı müdafaaya odaklandı.
Güven hissini yitiren seçmenimiz partimizi hatta siyaset kurumunu terk edebilecek kadar ağır bir duygusal kopuşa sürüklendi. Parti idaresi bu durumu tespit etmek ve onarmaya yönelik adımlar atmak yerine bu kırılmayı görmezden gelmeyi tercih etti. Değişimini yüzyılı, yüzyılın değişimi gayesiyle çıktığımız bu yoldaki tavır evrakında ülkemizin ne durumda olduğuna dair, makro ekonomik siyasetlerden işçilerin problemlerine barınma krizinden sığınmacı krizine kadar bir dizi başlıkta, ülkemizin yarınları için; çoğulculuktan kuvvetler ayrılığına, yargı bağımsızlığından toplumsal barışa, hak temelli toplumsal devletten planlama odaklı kamucu kalkınmaya, faal toplumsal siyaset uygulamalarından savunma sanayiine, tarıma dayalı endüstriden güvenlik meselesine ve bir demokrasi sorunu olarak gördüğümüz Kürt sıkıntısından dış siyasete kadar tavır alıyor ve tahlil tekliflerimizi sunuyoruz.
İş cinayetlerini artıran üretim baskısından grev yasaklarına sendikal baskılara, gri beyaz ve mavi yakalıların maruz kaldığı sömürüye karşı işçi sınıfının yanında ödünsüz konum ve hal alıyoruz.
Tek adam rejiminin dayattığı ve beslediği toplumu ayrıştıran farklılıklardan yararlanarak birbirinden uzaklaştıran ve kutuplaştıran siyaset anlayışını reddediyoruz. Biz ve onlar ayrışmasını etnik mezhepsel ve toplumsal kutuplaşmayı kabul etmiyoruz. Tüm toplumsal bölümlerin yaşan eşitlik barınma emek beslenme ve örgütlenme hakkını birlikte savunuyoruz. Tüm farklılıkları kucaklıyor, toplumun tüm fakirlerine işsizlerine güvencesizlerine birlikte sahip çıkıyoruz. Hepsinin talep ve umutlarını ortak amacımız olarak benimsiyoruz. Toplumu dikine kesen ve ayrıştıran siyaseti reddediyor toplumun her kesitine dokunan yatay siyaset anlayışını sahipleniyoruz. Kurucu kıymetlerimizi temsil eden Atatürk prensipleri ve altı ok programına bağlılığımız, tarihi birikimimize duyduğumuz hürmetin sözü olduğu üzere özgüvenli siyasetin temeli, geleceğimize ışık tutan bir rehber ve yanlışsız yolu gösteren pusulamızdır. Cumhuriyetçilik, laiklik, devrimcilik, milliyetçilik, halkçılık ve devletçilik unsurlarıyla simgeleşen altı okumuzu hem tarihî gerekliliğiyle sahiplenen; hem olgusal tutarlılığıyla benimseyen; hem de günün kaideleri ve çağın gerekliliği ile aşındırmadan geliştiren tavrımız ayrıntılarıyla tüm kamuoyuyla paylaşacağımız ellerinizdeki kitapçıkta bulunmaktadır.
Bu ideolojik netlik, siyasal ve toplumsal ittifaklara mani teşkil etmez. İttifak siyaseti ittifak kuranların birbirine dönüştüğü, benzediği siyaset olmalıdır; bilakis birbirine benzemeyen partilerin kendi kimliklerini koruyarak varsa orak maksatlar etrafında birleşmeleri verimli bir ittifakın en kıymetli koşuludur. İttifaklar parti vicdanında karşılık bulacak halde tasarlanmalıdır.
İttifak siyaseti, ittifak kuranların birbirine dönüştüğü siyaset olmamalıdır. Birbirine benzemeyen partilerin, kendi kimliklerini muhafazalı. İttifaklar, parti vicdanında karşılık bulacak halde tasarlanmalı. Partimizin seçilecek sıralardan 39 milletvekilini diğer partilere vermesi, parti tarihinde unutulmayacak bir hasar bırakmıştır. Partiler ortası imzalanan protokollere dahil, seçilmiş şuraları bilgilendirmenin dahi yapılmadığı süreçler işletilmiştir. Aşkın yetkiler kullanıp sorumluluk üstlenmeyen bir idare biçimi kabullenemez.
İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuz çekilme kararından güç alanların yeni amaçları var: 6284 sayılı bayana karşı şiddetin önlenmesine dair kanun, çocukların cinsel sömürüsünü engellemek için Lanzarote Mutabakatı ve bayan erkek eşitliği artık hedeftedir.
İktidar, gençliği karanlığa terk etmiştir. Gençler, nitelikli eğitim alamamaktadır, tarikatların baskısı altında barınma kriziyle uğraş etmektedir. Gençler, mazeretlere sığınan ya da kelamı dolandıran değil, samimi ve net tahlil üreten bir siyaset bekliyor. Gençlere sadece seslenen değil, umudu kendisi yaratacak olan gençlerle karar veren, katkıya ve yol arkadaşlığına açık cesaretli bir siyaset anlayışına gereksinim var. Emekten, üretimden, etraftan, bayanlardan, gençlerden yanayız. CHP, yeni periyotta toplumun hak taleplerinin sadece parlamentoda değil, alanda da sözcüsü olacaktır. Amacımız partimizi yalnızca Türkiye’nin en yeterli yönetilen partisi yapmak değil, en güzel yönetilen kurumu haline getirmektir.
2. yüzyılın CHP’si, üye yapısı, örgütlenme biçimi, karar alma biçimi, parti içi demokrasi bakımından esaslı değişimler ile yola devam etmelidir. Partinin başkanı, takımları, örgüt yapısı, siyaset yapma üslubu ve söylemi, tüzüğü yenilenmelidir. Tüzükteki yetki ve sorumlulukları bazen aşan, bazen aşındıran idare anlayışı toptan terk edilmelidir.
Tüzükte ve programda daha demokratik ve olumlu tarafta yapılacak tekliflere ve tüm değişikliklere katkı vermeye kararlıyız. Fakat seçim ve kurultayların baskısı altında sağlıklı bir yapısal dönüşüm yakalamak olanaksız. Yapılacak değişikliklere katkılar verip kurultayı tamamladıktan sonra hem teorik hem örgütsel katkılarla gerçekleşecek tüzük ve program kurultayını, mahallî seçim takviminden çabucak sonra başlatacak 2024 yılı içinde gerçekleştireceğiz.
Yorumlar kapalı.